Doğal gaz ve gaz yağı gibi maddelerin tamamen yanamaması sonucu meydana gelen karbonmonoksit gazı oldukça zararlıdır. Aşırı solunması sebebi ile de karbonmonoksit zehirlenmesi meydana gelir. Ciddi ve ihmal edilmemesi gereken bir durumdur. Herkesin böyle bir zehirlenme karşısında hemen önlem alması gerekir.
Sessiz katil adı ile de bilinen karbonmonoksit zehirlenmesi, tatsız, kokusuz ve büyük bir belirtisi olmayan türde zehirlenme grubunda yer aldığı için bu adı almıştır. Hissettirmeden zehirler ve çok kötü bir şekilde etki eder. Maden ocaklarında, çok az havalandırılmış alanlarda, yangın bölgelerinde, fabrika ve sanayi bölgelerinde, ısıtıcı kullanılan alanlarda ve buna benzer birçok yerde kullanılması görülür. Bu tarz bölgeler içerisinde uzun süre kalan insanlar üzerinde bu gazın etkileri de görülür. Etkisini hemen göstermediği için anında anlaşılması elbette ki imkansızdır. Boya sanayisinde ve boya kullanılan alanlarda da karbonmonoksit varlığı kendisini şeffaf olarak gösterir. Karbonmonoksit gazı solunması ile kan yolu ile akciğerlere geçmesi gözlenir. Kan değerlerinden de anlaşılır. Akciğerlere gelmesi ciddi sorunları da beraberinde getirir. Kan hücreleri yani hemoglobinler yolu ile dokulara taşınması daha ileri bir seviyeye gelindiğine işaret eder. Vücuttaki oksijen de aynı zaman içerisinde azalma göstererek adeta karbonmonoksit ile yer değiştirme gösterir. Dokulara gerektiği kadar oksijen taşınamaz ve çok ciddi sorunlara neden olur. Birçok organın ve özellikle kalp, akciğer, böbrek gibi hayati organların sonuna sebep olarak ölüm gibi en kötü sonuçlara sebep olur. Karbonmonoksit zehirlenmesi belirtileri de diğerleri gibi kendisini hissettirir. Aşırı bir baş dönmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı, bulanık görme, işitmede kayıplar, bili kaybı, aşırı halsizlik ve bir anda gelen bir yorgunluk hissi gibi durumlar kendisini hissettirir. Sersemlik ve bayılmalar gerektiği zamanda müdahale edilmemesi sonucu ölüm ile en kötü duruma kadar gitme gösterir.
Karbonmonoksit zehirlenmesi karşısında geç kalınmadan doktora gidilmesi ve gereken önlemlerin alınması zorunludur. Ortamın havalandırılması ve kişinin oksijen ile hayata döndürülmesi de ilk yapılması gereken eylemler arasında yer alır. Erken teşhis ve müdahalenin her konuda olduğu gibi, bu durumda da etkisi oldukça büyüktür.