Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Ceren Odabaşıoğlu kış aylarının sevilen içeceği bozanın faydalarından bahsediyor. Boza; üretilmesi 9 bin yıl öncesine dayanan bilinen en eski Türk içeceklerindendir. Türkiye’de genellikle darıdan yapılan boza diğer ülkelerde mısır, arpa, çavdar, yulaf, buğday, karabuğday gibi tahılların unu nadiren de pirinç ve ekmek mayalandırılarak yapılır. Darı irmiğinin şeker ve su katılarak mayalandırılması ile yapılan boza; besin ögesi bakımından sıvı ekmek olarak da adlandırılır. A, B1, B2, niasin, E ve C vitaminleri, fosfor ve sodyum mineralleri açısından zengindir.
Zengin besin içeriği sayesinde; kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu, sinir sistemini ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi vardır. İçeriğindeki laktik asit nedeniyle bağırsak florasını düzenleyerek gaz ve kabızlık şikayeti yaşayan bireylere yardımcı olur. Mide koruyucu etkisi ile sindirimi kolaylaştırır ve mide yanması gibi şikayetlerin oluşmasına engel olur. Gebeler, emziren anneler, sporcular ve kilo almak isteyen bireyler için iyi bir enerji kaynağıdır.
İçeriğindeki şeker nedeniyle diyabetli bireylerin, fosfor nedeniyle de nefrolojik hastalığı bulanan bireylerin tüketmeden önce doktora danışmaları gerekmektedir. Bütün bu faydalarının yanında 1 su bardağı bozanın ortalama 350 kcal olduğu unutulmamalı ve tüketirken porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir. Boza serin bir ortamda 3 ile 5 gün aralığında saklanmalıdır. Fazla beklemiş olan bozanın tüketimi sonucu besin zehirlenmeleri yaşanabilir. Ancak teknolojinin ilerlemesi ile birlikte hazır gıda ve ambalaj sanayindeki gelişmelere paralel olarak +8°C’de 25 gün dayanan bozalar marketlerde satılmaktadır
