Ana Sayfa Sağlık keratokonus

keratokonus

467
0

Korneanın sivrileşip incelmesi sonucu oluşan göz hastalığı keratokonus, en çok gençlerde görülüyor. Hem genetik olarak hem de çevresel faktörler nedeniyle oluşan hastalık geç teşhis edildiği takdirde kornea nakli gerekebiliyor.

Özellikle sıcak, toz ve alerjenlerin yoğun olduğu ülkelerde sıkça rastlanan keratokonus hastalığı korneanın öne doğru sivrileşip incelmesi sonucu ortaya çıkıyor. Genellikle 15-30 yaş aralığında sıkça görülen bu hastalık, kornea naklinin en önemli sebebi olarak gösteriliyor.

Keatokonusa Türkiye’de en çok Güneydoğu Anadolu ve akdeniz sahillerinde rastlanıyor. Hastalığın oluşmasında hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkisi oldukça yüksektir. En önemli çevresel faktör ise gözü kaşıyıp ovuşturmak yoluyla korneaya zarar vermek. Gözün en ön kısmında kornea denilen saydam tabaka bulunur. Kornea tabakası: cisimleri, objeleri düzgün ve net olarak görebilmemizi sağlayan, gözün görme seviyesini tespit eden en önemli unsurdur. Kornea normalde saat camı gibi gözün en ön kısmını kaplar.

Keratokonus hastalarında kornea şekli bozuktur. Kornea öne doğru sivrileşir, dikleşir, bombeliği artar, şişer ve zamanla yerçekiminin de etkisiyle aşağı doğru sarkma ve kornea merkezinde aşağı doğru yer değiştirme ile sonuçlanır. Bu şekil bozukluğu da hastada giderek yükselen miyopa, astigmata ve gözlükle düzeltilemecek derecede görme bozukluğuna sebep olur.

Hastalık genetik özellikler gösterebilir ve keratokonus hastalarının yakınlarında da yüksek astigmat veya keratokonus sık görülür. Sürekli artan düzensiz astimatizma, miyopi vardır, genelde iki taraflı tutulum olsa da nadiren tek taraflı keratokonus vakaları da vardır. Hastalık ilerleyen bir seyire sahip olduğundan tedavisi çeşitli aşamalardan oluşmaktadır. Bu yüzden lens kullanamayan veya zorluk çeken görme seviyesi düşük hastalarda görme keskinliğini arttırmak için kornea içi halkalar yerleştirilir, keratokonus’u durdurmak için korneal kollagen çapraz bağlama (CCL) ameliyatı yapılır tüm bunlara rağmen hastalık ilerler ve görme keskinliği çok düşerse kornea nakli gerekebilir.

Gözlük Yarar Sağlamıyor
Keratokonus hastalarında görme oranı gözlükle bile yükseltilemiyor ve yaş ile beraber hastalık da ilerliyor. Bu sebepden keratokonus hastalarında görmeyi iyileştirmek için kontakt lens tercih edilir. Bugüne kadar kullanılan yarı sert kontakt lenslerden ayrıca, kullanımı daha kolay hibrit lenslerle alerjisi olmayan hastalarda görme kalitelerini arttırmaları mümkün olabilir. Değişik nedenlerle kontakt lens kullanamayan hastalarda hem görmeyi arttırmaki hem de ilerlemeyi durdurmak veya en azından yavaşlatmak için cerrahi müdahale gerekebiliyor. Cerrahi müdahaleler de ilki halka ameliyatıdır. Bu ameliyat da bıçaksız laserle açılan kanalların içerisine halka konularak korneanın gerilmesi ve merkezi korneanın sivriliğinin azaltılması amaçlanıyor. Ek olarak kerafleks denilen özel bir mikrodalga uygulamasıyla hastanın korneasının sivriliğinin azaltılması amaçlanıyor. Bu son tedavi umut vaat etse de henüz yöntemin etkinliğini gösteren uzun soluklu sonuçları bulunmamaktadır. Son zamanlarda sadece keratokonus hastalarının kullanması için geliştirilmiş ve üretilmiş yumuşak lensler bulunmaktadır.

Ancak hafif keratokonusu olan hastalarda yani 1.evredeki hastalarda iyi sonuç sağlamamaktadır. Peki bir hastanın kontakt lense dayanıp dayanamayacağı nasıl anlaşılır? Daha önce hiç lens deneyimi olmayan hastanın lens takıp takamayacaklarını anlayabilmek için birkaç gün süreyle değişik dizaynlardaki kontakt lensleri giderek artan sürelerle denemeleri gerekir. Kısaca anlatmak gerekirse: Eğer hasta ve doktor isterse halka evresindeki hastaların tamamına başarı ile kontakt lens takılabilir . Kornea halka ameliyatları, erken evrelerdeki hastalarda başarılı bulunmuştur. Diğer evrelerde yararı oldukça azdır. Halka ameliyatlarının az olmakla birlikte riskleri bulunmaktadır. Bu ameliyat sonrasında net ve sağlıklı görüş sağlayabilmek için çoğu zaman kontakt lens veya gözlük kullanmak gereklidir.

Korneaya B2 Vitamini
Hastalık 40’lı yaşlara kadar ilerler. keretakonusun ilerlemesini durdurmak için son yıllarda bir yöntem keşfedildi. Bu yöntemde korneaya 30 dakika kadar, “Riboflavin” denilen B2 vitamini uygulanıyor. Vitaminin göze geçebilmesi için yüzey kazınıyor ve ultraviole ışık uygulanıyor. Yapılan bu çalışmalar, bu ameliyatın uygun hastalarda uygulandığında hastalığı yüzde 90’a varan oranda durdurduğunu gösteriyor. Ancak ameliyatın yapılabilmesi i.in birinci kriter korneanın yeterli kalınlıkta olması. Korneanın çok ince olduğu durumlarda gözün zarar görme olasılığı bulunduğu için bu ameliyat tekniği uygulanamıyor. Bu tekniğin uygulandığı hastalarda, keretakonusun seyrinin durduğu bir seviyeye gelebildiğini ve mevcut olan görme seviyesinin korunabildiği gözlemleniyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz