Tırnak Mantarının Belirtileri ve Tedavisi
Diğer bir adı onikomikoz olan tırnak mantarı, tırnak yüzeyinin alt kısmında meydana gelir. Tırnakta oluşan enfeksiyon genel olarak sarı ve beyaz renkli bir görünüme sahiptir. Kişiye verdiği fiziksel zarar dışında kötü bir görüntüsü ve kokusu vardır. Bu enfeksiyonun tedavisi yapılmadığı takdirde kişilerde birtakım psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Tırnak hastalıkları içinde en sık rastlanılan bir durumdur. Bir mantar çeşidi olan dermatofitler deri, saç ve tırnaklarda bulunur. Uygun ortam koşulları oluşunca tırnak mantarı enfeksiyonuna yol açabilirler. Hastalar en çok görüntünün kötü olmasından şikâyet etmektedirler. Yalnız kötü olan durum enfeksiyonun tırnağın plak kısmını etkilemesidir. Enfeksiyon hem ilerleyici hem de bulaşıcıdır.
Sebepleri
Toplumda oldukça sık görülen tırnak mantarı kolayca bulaşabilen bir hastalıktır. Bu hastalık o kadar sık rastlanılmasına rağmen tırnak mantarları uzun yıllar hiç acı vermeden devam edebilir. Bundan dolayı ciddiye alınmazlar. Ayağın başparmak tırnağı diğer tırnaklara göre bu hastalığa daha yatkındır ve tırnak mantarının en çok görüldüğü yerde burasıdır. Ayak mantarına daha yatkın olan ve görülme oranı oldukça yüksek olan bazı durumlar vardır. Bu durumları şöyle sıralayabiliriz. 55 yaşın üzerinde olan insanlar, düzenli olarak spor aktiviteleri yapıp, ortak duş alanlarını kullanan kişiler, dolaşım sisteminde bozukluk olanlar, bağışıklık sistemi yeterince güçlü olmayanlar, şeker hastaları, erkek olma, ayak mantarı olanlar, ayaklarında aşırı terleme problemi olanlar, sedef hastalığı gibi cilt hastalığı bulunanlar, genetik yatkınlık ve özellikle devamlı tekrarlayan ayak travmalarıdır.
Tırnak mantarının oluşması ve gelişmesi için en uygun ortamlar sıcak ve ıslak ortamlardır. Uzun bir süre giyilen ve ayağın terlemesine neden olan botlar ve ayakkabılar mantarın oluşması için oldukça uygun ortamlardır. Herkesin kullandığı alanlar mantar oluşumuna zemin hazırlar. Yüzme havuzları, hamam, sauna, duş, banyo gibi ortak kullanım alanları tırnak enfeksiyonun bulaşmasında birinci derecede etkilidir. İyice temizliği yapılmayan aletler ile manikür ve pedikür yaptırmakta mantarın oluşmasında etken olmaktadır. İşlerinden dolayı elleri devamlı ıslak olan kişiler tırnak mantarına daha yatkındırlar. Ailede ortak temizlik malzemelerinin kullanılması da tırnak enfeksiyonunun görülmesine neden olabilir. Bağışıklık siteminde bir zayıflık olması ve sigara tırnak mantarının oluşmasında başrol oynarlar.
Belirtileri
Tırnak mantarı tipik belirtiler gösterir. İlk görülen belirtiler arasında sarı – yeşil ve kahverengiye çalan renk değişimleri görülür. Diğer yaygın belirtiler arasında; tırnakta kalınlaşma, tırnağın kırılgan ve hassas olması, tırnağın tırnak yatağından ayrılması, tırnak biçiminde bozulma olması, tırnağın aşırı soluk ve cansız görünmesi, tırnak renginin beyaza ve sarıya geçen renkler alması, tırnakta acı ve ağrı oluşması ve rahatsızlığın olduğu bölgede koku oluşmasını sayabiliriz.
Tedavisi
Tırnak mantarı enfeksiyonları kendiliğinden iyileşebilen enfeksiyon değillerdir. Bu enfeksiyonun tedavisi oldukça uzun zaman almaktadır. Tırnak mantarı enfeksiyonundan şüpheleniliyorsa teşhis tam olarak kesinleştirilmelidir. Bunun içinde tırnak kazıntı örneğinden laboratuarda testler yapılır. Tırnak mantarı enfeksiyonunda uygulanan tedaviler arasında şunlar vardır. Aşındırıcı ya da mekanik yöntemler ile hastalıklı tırnak dokusunun uzaklaştırılması amaçlanır. Bunu yapmak içinde ilaçlar, değişik pedikür yöntemleri, tırnağın kısmı ya da tam olarak çıkartılması gibi yöntemler kullanılır. Zor ve zahmetli bir yöntemdir. Tırnak kısımlarında mantar kalma olasılığı oldukça yüksektir. Mantar tekrarlayabilir. Tedavide en sık kullanılan yöntem tırnak üzerinden mantar ilaçlarının sürülmesidir. Tedavi 3 – 6 ay arasında değişir. Tedavi şansı düşüktür ve mantarın tekrar oluşması oldukça yüksektir. Ağız yoluyla da ilaç alımı yapılabilir. Lazer tedavisinde yüksek ısı ile mantarların yok edilmesi amaçlanmaktadır. Lazer ile mantar tedavisinin avantajı, tedavide ağızdan ilaçları alması sakıncalı olan kişilerde, çocuklarda, yaşlılarda ve karaciğer problemi olan kişilerde rahatlıkla kullanılıyor olmasıdır.