( Lat. reincarnatio: Yeniden bedenlenme. ) Bir insanın öldükten sonra başka bir bedende tekrar doğması ve doğumundan önce başka bir bedende yaşadığını öne süren öğretisi.

Budist ve Hindular yeniden doğuş zorunluluğundan nasıl kurtulabilecekleri sorunuyla boğuşurken ( Karma ), Batı’da ruh gezginliği düşüncesi bir süreden beri euforik ve çoğunlukla umut dolu bir ilgiyle karşılanmaktadır. Harald Wiesendanger‘in görüşüne göre burada ” Avrupa ve Amerika’da yapılan anketler, halkın yüzde 15-29′unun daha önceki bir yaşamında ya da öldükten sonra başka bir bedende yaşamayı mümkün gördüğünü onaylıyor.

Psikoloj postmateryalist “  bir toplumun düşünce çekirdeği söz konusudur.

Bir şekilde her şeyi her şeyle ahenkli kılan, kültürün üzerine çıkan bir birlik dini.

Din ve bilim, gizem ve aydınlanma, doğu ve batı, tam da zamanında ‘ yeni çağa ‘ doğru yola çıkarken ” Sözde daha önceki yaşamları hipnotik geri dönüşler, yani ” regresyonlar “, son yıllarda tedavi metodu olarak moda olmuştur, hatta arada sırada ” progresyonlar “, yani kendi ölümünün ve daha sonraki inkarnasyonların hipnotik önsezileri yapılmaktadır.

ABD’deki National Enguirer 1979 yılında, hipnozcu Dr. John Kappa’nın, aktör Bob Cummings’i XXI. yüzyıldaki varlığına iletmeyi başardığı yazmıştır.

Cummings’in kendisini Çin’de profesör olarak gördüğü ve etrafında ortalaa boyları iki metra olan ve ortalama yaşam beklentileri 150 yıl olan Çinliler’in bulunduğu söylenir.

Ruh gezginliği ve yeniden doğuş inancı tüm dünya üzerine yayılmıştır.

Budizmin ve Hinduizmin önemli bir parçasıdır, ayrıca kuzey Amerika’daki Kızılderililer’de, Brezilya’da ve Afrika’da hıristiyanlık ve islamın sözünün geçmediği bölgelerinde de vardır. Herodotos’a ( İ.Ö.V. yüzyıl ) göre eski Mısırlılar da ruh gezginliğ fikrinin yandaşıydı.

Ölülerin, başka bir yaratığın, bir atmacanın, bir zambağın bir olağın yada timsahın suretini alma gücüne sahip olduğuna inanılırdı. Fakat eski Mısır’da yeniden doğuş sadece belirli kişilerin imtiyazıydı ve kesinlikle genel kader değild. IV. yüzyıldaki efsanevi bir Kelt Bardeni’nin bir vaşak, bir geyik, daha sonra bir bel kireği, bir balta, bir horoz ve bir teke, sonunda bir tavuk bundan sonra insan doğmuştur. Pythagoras’çılar da bitkileri tekrar doğma döngülerine katıyordu.

Ünlü fasulye yeme yasağı, büyük ihtimalle dalga geçenler daha sonra Pythagorasçı ruh gezginliği öğretisi ile bağdaşmıştır.

Gerçek anlamda yeniden doğma ve ruh gezginliği, birçok ilkel halkın sandığı gibi bir bedenden diğerine tek seferlik geçiş değildir, bilakis birbirine bağlı mevcudiyetler zincirini kapsamaktadır.

Ruh gezginliği inancı için önkoşul, komplike bir metafizik sisteminin gelişimidir. Hindistan’da bu sistem bedel fikri üstüne kurulmuştur.

Ruhun taşıyıcısının ahlaki bakımdan mükemmel bir hayat sürüp sürmediğine bağlı olarak ruh daha yüksek ya da alçak formda tekrar doğruluyordu.

Bu fikir Budizm tarafından benimsendi ve Yunan Orphik mezhepte de önemli bir rol oynuyordu. Orphikler’in inanç öğretisine göre ruh ölümden sonra Hades’e düşünüyordu ve orada ölüler diyar Tanrılarının hakimi karşısına çıkıyordu. Burada en kötüsü muebbet cehennem cezasına çarptırılabilirdi.

Daha uygun durumda ise, önceki hayatın temizliğine veya kirliliğine göre daha mutlu  ya da acı verici olan yeni bir yaşamda yeniden doğabilirdi.

Daha sonra yeniden kusursuz bir ıslaha ulaşılana ve ruh, merhumların adasına geçmesine müsaade edilene doğumun çarkı kadar dönüyordu.

Orphik’lerin bu düşünceleri daha sonra hıristiyanlara cehennem, cehennem ateşi ve cennet ile ilgili inanç tasavvurları konusunda örnek oldu.

Günümüzde sık sık daha önceki yaşamla ilgili spontane olarak gelişen ya da hipnoz sayesinde çağrıldığı söylenen sözde hatıralar gazete manşetlerinde yer buluyordu.Bu tip vakalar sistematik olarak kontrol edildiğinde, tasvir edilen olaylar ve gerçekten geçmişten aktarılan hadiseler arasında şaşırtıcı benzerlikler, geçmişi hatırlama iddialarını onayladığı gözüken benzerlikle olduğu söylenir.

Virginia Üniversitesi’nde psikiyatr olan Ian Stevenson, sözde daha önceki yaşam hakkında çok sayıda spontane geçmişi hatırlama vakasını belgeye dökmüş ve kesin arşatırmaya tabi tutmuştur.

En etkili yirmi vakayı 1974 yılında Twenty Cases Suggestive Of Reincarnation. ( Reenkarnasyonu Çağrıştıran Yirmi Vaka ) başlığı altında yayımlandı. Tasvir edilen ve vakalarda ağırlık olarak, reenkarnasyon düşüncesinin yaygın olduğu kültür çevresindeki çükük çocukların geçmişi hatırlaması söz konusudur.

Stevenson sözde daha önceki yaşama dair hatıraların iki yaşında ortaya çıktığı ve yaklaşık beş yaşında sona erdiği iddiasında bulunur.

Şüpheciler, tüm kültürlerde bu yaş dönemindeki çocukların hassas bir dönemden geçtiğini ve bunun Alternatif Kimlik ( AI ) gelişimine yol açabileceğini belirtir. Yani çocuklar kişiliklerini değiştirerek farklı rollere girmektedir.

Batılı ülke çocukları bu yöntemle sıkça ayali bir oyun arkadaşı yaratırken, reenkarnasyon inancının yaygın olduğu kültürlerde AI, hayali ölüler biçiminde mümkün görülebilmektedir. Şüpheciler, Stevenson’un kaydettiği vakalaradki diğer belirtileri de bu mantık çerçevesinde yorumlar. Böylece özdeşleşme fihürleri ve sözde yeniden doğuş arasındaki zamansal aralığın çok kısa olduğu ve ortalama beş yıl sürdüğü bildirilir.

Coğrafi mesafe de 150 km’den fazla değildir. Çoğu durumda ” Yeniden doğuş ” kişinin kendi ailesi içerisinde gerçekleşmektedir.

Bu nedenle yorumcular, özdeşleşme figürlerinin sözde önceki yaşam hakkında spontane olarak ortaya çıkan hatıraları ve yaşam koşulları ile rasyonel olarka yaşanmış olduğu ispatlanamayan içeriksel uygunlukların, özel nedenlerle bilinçaltından ortaya çıkan, tesadüfen kapılmış bilgilerden başka birşey olmadığı olasılığına dikkat çekmektedir.

Terapistlerin iyileştirme amacıyla ele almış olduğu sözde eski yaşantıa hipnotik geri dönüşler de reenkarnasyon fenomeninin bilimsel bir onayı sayılmaz.

Bir yandan birçok insanın hipnoz altında kolay etkilenebildiği ve uyanık dumrda yerine getiremediği yetenekler geliştirdiği, örneğin yabancı bir dilde akıcı konuşabildiği  ya da kitaplardan sayfalarca alıntılar yapabildiği bilinmektedir.

Öte yandan hipnotize edilenlerin sözde eski yaşam hatıraları hakkındaki ifadeleri ayrıntılı biçimde kontrol edildiğinde, sadece genel olarak bilinen hakikatler ile ilgili ifadeler daime doğruyken, zor ulaşılabilen bilgi alanlarına ait herşeyin yanlış olduğu ortaya çıkmıştır.

Fakat burada da istisnaların kaideyi ispat ettiği ilkesi geçerlidir.  Yeniden doğuşun gerçekten varolduğuna inanların inancı bu düşünceye dayanmaktadır. Buna karşılık rasyonel inanç öğretilerin yandaşları her türlü doğaüstü fenomenin araştırılmasında karşılaşılan ana zorluğun, genel bir yalanlamanın ispat edilmesinin imkansız olduğu gerçeği olduğunu öne sürmektedir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here