Aids
Kötü ününü oldukça hak eden henüz tedavisi bulunamamış ölümcül hastalıklardan birisi de AIDS’tir. Dünya sağlık örgütünün görülme sıklığı listesindeki yerini senelerdir koruyan bu amansız hastalık aslında bağışıklık sisteminin tamamıyla çökmesine neden olarak belki de yakalandığınız basit bir soğuk algınlığı nedeniyle ölüme sebebiyet verebilecek korunması kolay ama birlikte yaşanılması oldukça zor hastalıklardandır.
Cinsellikle ilişkilendirilen AIDS’in sadece cinsel yolla bulaşabilen bir hastalık olduğu kanısı hatalı bilinen doğrulardandır. Kan ve kan ürünlerinin nakli ile de kişilere bulaşabilecek olan AIDS, HIV virüsü ile aynı adı taşır görünmekte olsa bile HIV AIDS hastalığına sebep olan virüsün adıdır. HIV virüsü hava ya da su da uzun süre yaşamayacaktır bu nedenle el sıkışma, öpüşme ya da aynı oda da bulunmak gibi kısa süreli temaslarla AIDS hastası olmanız olası olmayan bir durumdur. Anne sütü, plasenta ya da emzirme yoluyla bulaşan virüs hasta anneden çocuğuna geçecektir, diğer bir deyişle hamilelik esnasında ya da daha öncesinde AIDS hastası olan bir kişinin hastalığını, bebeğine de bulaştırdığı bilinmektedir. Ülkemizde de gündem de uzunca bir süre yerini korumuş olan benzeri bir vaka birkaç sene öncesinde yaşanmış ve sağlık skandalı olarak adlandırılmıştır. Uyuşturucu bağımlıları arasında yayılma oranının diğer yollarla bulaşma olasılığı göz önüne alındığında oldukça yüksek olduğu dikkat çekicidir. Ortak şırınga kullanımıyla bağımlılar arasında yayılmakta olan bu hastalığın fark edilmesi de çoğu zaman oldukça zordur. Sinsice ilerleyen hastalık senelerce kişi üzerinde hiçbir belirti göstermeyebilir ya da aktif olmasına rağmen hastalığa dönüşmeyebilir, ancak kan testi aracılığıyla hasta olup olmadığınızı öğrenebildiğiniz bu hastalıkta önemli olan düzenli sağlık taramaları sırasında kontrol edilmesidir. Geçmişte kan nakli sırasında da oldukça fazla insana bilinmeden virüsün bulaştığına defalarca kez şahit olunmuştur. Bulaşması oldukça zor olan bu hastalıkla ilgili bilincin artması ile gerekli önlemler alınmış ve hastalığın nakil yoluyla bulaşmasının önüne geçilmiştir. İğne batması gibi iş kazaları dışında artık hastalığın kan nakli ile bulaştığı durumlara rastlanmamaktadır.
İlk olarak maymunlardan insanlara geçtiğinin düşünülmesinin sebebi genetik olarak oldukça HIV’e oldukça benzer bir virüsün Ekvotar’a yakın bölgelerde yaşamakta olan bir şempanze türünde de var olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkemiz de bu hastalığın görünme oranı oldukça düşük olmakla birlikte Afrika’da oldukça sık rastlanan bir hastalıktır. Vücudun bağışıklık sistemini yok ederek, kişiyi çevredeki bütün hastalıklara karşı savunmasız bırakan virüs’e karşı bulunabilmiş herhangi bir tedavi bulunmamaktadır. Yaşam süresini uzatabilecek destekleyici tedaviler var olmakla beraber çeşitli sebeplerle bunlardan yararlanamayan onlarca insan bulunmaktadır.